SUDOL, SOUDOL,
Türk malı
Made in Turkey
5,3*8,2*5,3 cm boyutlarındadır. Kutunun kapağında “Sihhat ve
İçtimai Muav. Vekaletinin Ruhs., Mide ekşiliklerinde ve yanmalarında,
Sudol-Soudol “ el yazısı karakterleri ile yazılmıştır. İlacın kullanımı
Fransızca olarak kaydedilmiştir. Üretici Eczacı Hulki olarak belirtilmektedir
ve adresi yazılıdır. Ön, arka ve yan yüzlerinde “ Mide ağrılarını bulantılarını
hemen keser, Hazımsızlığın en müessir ilacıdır, Mide sancılarında mide
gazlerinde çok nafizdir ve Mide ezginliğini ekşiliğini tedavi eder” yazıları
bulunmaktadır. Kutu 1927 den önceki yıllarda üretilmiştir.
Eczacı Hulki İsmail Göknar 1927 yılında İstanbul’da Yeni
Laboratuvarın temelini oluşturacak “Tıbbi ve Saydani Müstahzarlar Laboratuarı”
nı kurmuştur. Atatürk’ün doktoru Dr. Mehmet Kamil Berk ile ortağı olduğu
laboratuar 1928 de kurulmuştur ve “Yerli Müstahzarlar Laboratuarı” adını
taşımaktadır. Bir süre sonra şirkete Hulki Göknar’ın kardeşi Eczacı ve Kimyager
Necdet Göknar katılmıştır. Gönen’de Kazlıca sularından aldıkları örneklerde
Türkiye’ye ilk defa getirilen aletlerle Radyoaktivite ölçtüler. 1931 de Yeni
labratuarı kurmuşlardır. Yeni labratuar, 1928-1948 arasında 41 çeşit müstahzar
üretimi, 1945 yılında koyun bağırsağından kat-küt hazırlanması gibi
çalışmalarla Türk tıbbına ve ilaç sanayiine önemli katkılar sağlamıştır.
Sonraları “Yeni İlaç ve Hammaddeleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi” adını
alan firma, bugün Esenyurt tesislerinde, uluslararası standartlarda
çalışmaktadır. Tesislerde granül efervesan, süspansiyon, emülsiyon, şurup,
pomat, krem, tablet, draje, toz, poşet, kapsül ve mikropellet formlarında
yıllık 20 milyon kutuyu bulan 51 değişik ilaç üretimi yapılmaktadır. Şirketin
üçüncü nesil başkanlığı Göknar Ailesi’nden Kamil Göknar yürütmektedir. Yakın
zamanda İtalyan ilaç devi Recordati’ye satılmıştır. Hulki Göknar’ın 1948’de
yazdığı notunda şunlar yer alıyordu: “Seneler evvel, şimdi basit bir karıştırma
mahsülü olarak gördüğümüz müstahzarlar bizim için erişilmez bir hayaldi.
Efervesan bir granülenin suda kabarmasını, bir kınakına şurubunun tortusuz
olmasını büyük muvaffakiyet sayardık. Şişe yıkayıp etiket yapıştırmaktan, hekim
hekim, eczane eczane dolaşmaya kadar her işi canımızı dişimize takarak gördük.
Dört beş senede, uzun seneler mesleğin hiçbir sahada erişemediği bir terakki
kaydettik. Yerli müstahzarcılık, bütün müşküllere ve büyük ecnebi rekabetine
rağmen, ilerlemektedir.” Yeni labratuvarın zamanında tıbbi ve bilimsel
yayınlara öncülük ettiği, bu amaçla bir dergi çıkardığı bilinmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder