PERTEV MÜSTAHZARATI ETEM PERTEV VE ŞERİKİ,
TENEKE İLAÇ KUTUSU
Türk malı
Made in Turkey
8*13,5*4,5cm boyutlarındadır. Kutunun kapağında “Pertev
Müstahzaratı, Etem Pertev ve Şeriki” yazılıdır. Ön yüzünde ”Pertev Müstahzaratı
Fabrikası, Etem Pertev ve Şeriki İstanbul” yazılıdır. Arka yüzünde “Pertev Kinin
Komprimeleri” yazılmaktadır ve ilaç ile ilgili açıklamalar yer almaktadır. İki
yan yüzünün birisinde Türkçe, birisinde Fransızca “Pertev Kinin Komprimeleri
saf 250 gr, 1000 adet, gayrisafi 270 gr “yazılmıştır. Kutu 1930-40 lı yıllara
aittir.
Naşid Baylav’ın Eczacılık Tarihinde belirttiği üzere; Edhem
Pertev Bey 1289 (1873) yılında Bulgaristan’ın Tırnova kasabasında doğmuştur.
1293 (1877) Rus Muharebesi hasebiyle İstanbul’a göç etmiş, ufak yaşında iken
anne ve babasını kaybetmiş, amcası merhum Prof. Dr. Müşir Nafiz Paşa himayesine
almış, mukaddematı ulûmu Soğukçeşme Askerî Rüşdiyesi’nde tahsil edip 1311
(1895) yılında eczacılık diplomasını almıştır. 1305 (1889) tarihinde eczacı
çırağı sıfatıyla Mektebi Tıbbiyei Mülkiye tahrirat kalemindeki eczacı defterine
kaydolunmuştur. Bu tarihe gelinceye kadar eczacılık sanatı hemen hemen Müslüman
olmayanlara ve yabancılara münhasır gibi idi. Sebepleri ise Marko Paşa’nın
Tıbbiye Nazırlığı zamanında konulan kötü bir metodun tatbik olunmasından ileri
geliyordu. O zamanlar eczacı olabilmek için mektebe girmeden 3 yıl önce bir
eczacının şahitliği ve takriri ile çıraklık defterine kaydolunmak ve en az 3
yıl bir eczanede çıraklık etmek şarttı. Amcası Nafiz Paşa’nın yardımıyla
Mektebi Tıbbiye eczanesine çıraklık etmek için girmiş, Mektebi Tıbbiye
eczanesinde Eczacıbaşı Binbaşı İdris Bey, Eczacı Yüzbaşı Lambo ve Mülâzim
Hristo Efendilerin mahiyetine verilerek tatbikat görmeye başlamıştır. Müddetin
bitiminde pratik imtihanı vererek Mektebi Tıbbiyei Askeriye’nin tabib birinci
sınıfına haricî eczacı sıfatıyla 1307 (1891) yılında girmiştir. O zaman bazı
siyasî sebeplerden dolayı haricî sayılan eczacı talebeler Ahırkapı’daki Mektebi
Tıbbiyei Mülkiye’ye devredildi. Tahsilini orada bitirerek 1311 (1895) yılında
21 yaşında olduğu hâlde eczacı üstadı unvanlı diplomayı alarak sanata ve
ticarete atılmıştır. Tahsil sırasında sanatın piyasaya ait kısmında meleke
sahibi olmak üzere vakit buldukça Firüz Ağa Camii karşısındaki Eczanei Ziya’ya
devam etmiştir. Annesinden miras kalmış olan Cağaloğlu’ndaki evden payına
düşenin yarısını 240 liraya satarak Aksaray’daki eczaneyi açmaya muvaffak
olmuştur. 1311 (1895). Eczanesi az zamanda halkın teveccühlerine mazhar olmuş,
mesleğine bağlılığını çoğaltmak, çalışmasını genişletmek ve düzenlemek için
mühim bir teşvik olmuştur. Başlıca en mühim noksanımız olan Eczacılarımızın
yetiştirilmesine elverişli bir kuvvet ve kudret bahşetmiş ve kendisi tarafından
vaki olan güzel kabul ve teşvikleri üzerine eczanesinde pratik eczacılığı
göstermek ve aynı zamanda mektebe devamla diploma almaya muvaffak olmak üzere
eczanesinde yetişen eczacıların aşağıda görüleceği üzere bir taraftan vatana
eczacı yetiştirmek, diğer taraftan batının ilerleyişine ayak uydurmak için
Fransızcayı kâfi bulmayarak Almanca tahsiline başlamış ve Almancayı mükemmel öğrendikten sonra Almanya’ya
bir gezi yaparak Kimya laboratuvar görgülerini ve bilgisini çoğaltarak
memlekete dönmüştür. Bu gezinin intibaları ve edindiği tecrübeleri üzerine
laboratuvarı fabrikacılık şekline çıkmıştır. Ve ilk küçük Türk müstahzarat
fabrikasını kurmak için eczanesinin arkasındaki müstahzarat laboratuvarını
Çemberlitaş’daki Osmanbey sitesine naklederek Türkiye’de ilk küçük ilâç
fabrikasını kurmuştur. Merhum eczanesi müstahzaratı, fabrikası ile meşgul
olmakla beraber Kızılay Cemiyeti kurucusu, veznedar muavinliği idare heyeti
azalığında, Topkapı Fukaraperver Müessesesi kuruculuğunda, ikinci belediye
dairesi azalığında, Meclisi Alii Sıhhî’de eczacılar delegeliğinde, Millî Talim
ve Terbiye Cemiyeti veznedarlığında, umumî harp esnasında teşekkül eden ilk
kodeks komisyonu azalığında bulunmuştur. Para mukabilinde olmayarak bütün
hizmetlerini fahrî olarak yapmıştır. Merhum aynı zamanda da Viyana Eczacı
Cemiyeti’nin muhabir azasındandı. Merhum Edhem Bey’in eczanesinde mektepten
diploma alıp yetişen pek çok eczacı vardır. 12 Haziran 1927’de mesleğini ve
mesleğin en yüksek şanı şerefini arkadaşlarımıza bırakarak aramızdan ayrılan
merhumu hürmet ve minnet ile anarız. Eczaneler Galenik ilâçlar yaparlardı ve
Avrupa’dan gelen müstahzarları satarlardı. Bunların sayısı da azdı. Türk
eczaneleri geliştikten sonra yerli ve Türk müstahzarları da görünmeye başladı.
Bunlar da uzun müddet mahdut sayıda kaldı ki, bugün hatırımda kalanların adları
şunlardır: Pertev şurubu (1895, İlk Türk müstahzarı), Pertev diş tozu, Pertev
uyuz kremi, Pertev kremi, Pertev
pudrası, dakik Ziya, Kina Nazif, Nuri şurubu Kinin komprimeleri. Bu
müstahzarlar, şimdiki gibi gazetelerde ilân olunurdu. Ethem Pertev
reklamcılıkta en ileri gidenlerdendi. Çok ziyaret olunan Minakyan Tiyatrosu’nun
sahnesindeki dış perde Pertev müstahzarlarının ilânları ile dolu idi.
Saydığımız müstahzarlardan Kina Nazif İsviçre’de yapılıp Türkiye’ye
gönderiliyordu. Eczacı Nazif Bey, Cenevre’ye yerleşmiş ve eczane açmış bir Türk
idi.” Edhem bey eczacılığının yanında yalısında düzenlemiş olduğu musiki
dinletileri ile de meşhurdur. Osmanlı Komprime Fabrikasını kurarak ordunun
savaşta Kinin ihtiyacını karşılamış, 1924 te Pertev Müstahzarat Fabrikasını
kurmuş ve yaklaşık 50 adet ilacın üretimini gerçekleştirmiştir.
Yorumlar
Yorum Gönder